Çoğunlukla dijital ortamda çalışıyorlar. Aralarında yazarlar, çevirmenler ve grafik tasarımcıları da var.
Ortak çalışma alanında birlikte çalışmanın sırrının, kişinin kendi gibi düşünen insanlarla çevrili olması olduğunu söyleyen Matthias, “Elbette hepimiz evden çalışabiliriz ama bu oldukça sıkıcı. İnsanlar buraya, ihtiyaçlarını ve vizyonlarını anlayan, aynı fikirde olan insanlarla çevrili olmak için geliyor.” diyor.
Sunulan çok sayıda sosyal aktivite ile birlikte birçok beceri paylaşımı ve sunum var.
Üyeler çalışıyor ve aynı zamanda birlikte kayak ve snowboard yapacak arkadaşlar buluyor.
Matthias Zeitler, çalışma ortamını, “Gerçekten çalışmak ve bu dağ kasabasının tadını çıkarmak arasında bir karışım.” sözleriyle tanımlıyor.
Aslen Almanya’nın Münih kentinden olan Matthias, çeviri ve yerelleştirme sektöründe büyük bir şirketlerde kariyer yapmış.
Kendi çevrimiçi pazarlama şirketini kurduğunda, konumdan bağımsız olabileceğini fark etmiş. Daha sonra Rusya ve ABD dahil birçok ülkeye seyahat etmiş ve çalışmış.
Teknolojinin gelişmesi ve özellikle de pandemi nedeniyle uzaktan çalışma uygulamasının gündelik yaşamın bir parçası olduğu süreçte ‘dijital göçebe’ kavramına açıklık getiren Matthias, bu insanların genellikle bağlantısız olduğunun altını çiziyor:
“Dijital göçebeler büyük şehirlere gittiklerinde bağlantı kurarken genellikle biraz zorlanırlar. Bu insanların zaten kendi sosyal ağları ve bağlantıları var. Bu nedenle dijital göçebeler genellikle Bansko, Bali veya Chiang Mai gibi birçok dijital göçmenle tanıştıkları yerleri tercih ederler. İnsanlara tatilde olmadıklarını açıklamak zorunda değiller ama seyahat ederken de aslında çalışmak zorundadırlar.”
Matthias bu işe hobi olarak, hem çalışabilmek hem de arkadaş çevresi edinebilmek için başlamış.
Coworking Bansko’yu ilk kuruldukları zamanı şu sözlerle anlatıyor:
“Yaklaşık 10 arkadaştık, birlikte küçük bir yer kiraladık. Dağlarda masa oyunları oynamak ve eğlenmek istedik. O zamandan beri, Avrupa’nın en tanınmış göçebe destinasyonlarından biri haline geldik. Ortalama 100 üyeye sahibiz ve tabii ki bu da birçok yeni gereksinim olduğu anlamına geliyor.”
Kaynak: Euronews